20 Ağustos 2008 Çarşamba

Tembelliğe Rağmen...

Şu an canım hiç bir şey yapmak istemiyor. Çok yorgun hissediyorum kendimi. Eve gidip uyumak istiyorum. Tabi alışverişe de çıkabilirim. Alışveriş canlandırır beni :) Bekleyen işler, yapılacak planlar var ama bende de isteksizlik var. Aslında bir haftadır çok hareketli ve güzel zaman geçiyorum. Hepsinden bahsedeceğim birazdan. Bu halsizliğimi de dün akşamki tenis maçımızın beni yormasına bağlıyorum. Aslında ilk defa bu kadar eğlenerek oynadım, ama yoruldum da. Çınar, Badem ve Totoro ile güzel bir akşam geçirdik yine…

Anlatacak çok şey var ama nereden başlasam?

Haftasonu Sapanca’ya gittik. Güral Sapanca diye yeni bir otel açılmış. Otelin mimarisi, odaları vs çok güzeldi. Havuza girdik, orman havası aldık, hamaklarda bol bol tembellik yaptık. Genellikle bebekli aileler vardı. Minicik bebişler ve etrafta dolaşan biraz daha büyük çocuklar… Çok tatlılardı. Aslında daha ayrıntılı bilgiler vermek isterdim ama bu halsizlik!!! En iyisi bol foto koyarak durumu kurtarmak.

Bir gece Sapanca’da kaldıktan sonra Pazar günü İstanbul’a geçtik. Hava çok sıcaktı. Allah’tan alışveriş merkezleri var :) Ama öncesinde Kız kulesine uğrayalım istedi eşim. O taraflardan geçerken aklına gelmiş. İkimiz de daha önce Kız kulesine gitmemiştik. Sonra bir baktık cebimizde 15 milyon var. Alışveriş merkezine gidiyoruz orada nasıl olsa bankamatik var diye telaş yapmamıştık. Kredi kartlarına çok güvenmek de iyi olmuyor. Neyse ki gidiş dönüş tek kişi 5 milyonmuş.

Kız kulesine çıktık. En üst kattaki cafe’de camları açmışlar. Süper esiyor. Oturduk kahve içtik. Orada kart geçiyormuş Allah’tan. Sonrasında da Capitol’e geçip konser saatini bekledik. İstanbul’a gidiş amacımız Tarkan konseriydi. Saat 20:00 gibi konser alanındaydık. Aşırı kalabalıktı. 21:00’da konser başladı, eğlenceliydi. Bol bol oynadım. Ama etrafımdaki insanlara bakınca biraz şaşırdım. İnsanlar sanki sinemaya gelmiş gibiydiler. Sigara yasak olmasına rağmen herkes içti :( Aslında uyaracaktım ama keyiflerini bozmayayım dedim. Sadece duman üzerime gelince bir kişiyi uyardım o da özür diledi. Beni şaşırtan bir şey de yanımdaki bayanın önlerde olmamıza ve Tarkan’ı gayet rahat görmemize rağmen büyük ekrana dönüp (Tarkan solda, ekran sağda ) çekirdek yiyerek büyük ekranı seyretmesiydi… Belki de öyle hoşuna gidiyordur :) Bense şarkılar söyledim, oynadım vs vs. Onlar da beni garipsemişlerdir belki :) Değişiklik oldu bizim için. Tabi dönüş yolunun eziyetinden bahsetmek istemiyorum. Gece 02:30’da evimizde olduk. Hızlı ve rahat geldik. Ama benim uyursam eşim de uyur kaza yaparız diye bir fobim olduğundan, bayılacak durumlara gelip yine de gözümü açık tutmaya çalışmalarım eziyetti. Olsun ne yapalım…

İşte son zamanlarda olanlar. Aslında başladığım kitaplar, izlediğim filmlerden de uzun uzun bahsetmek isterdim…

Kısaca değineyim:

Sinema:
Vantage Point, The Bucket List, Enchanted, Baba Serisi, Güney Kore sinemasından-İhtiyar Delikanlı ve İntikam Meleği, Zor Ölüm – 4

Kitap:
Ruhlar Evi’ni merak ettiğimden diğer başladığım kitaplara ara verdim. Ruhlar Evi’ni merakla okumaya devam ediyorum. Olasılıksızlık da dikkatimi çekti birkaç sayfasını okudum, devam edeceğim. Puslu Kıtalar Atlası beklemede…

3 yorum:

cinar dedi ki...

Hani Babaları birlikte seyredecektik? Hüngürt :((

Ya ben de çok yorgunum sorma. Yazamadım kaç gündür. Bir de iş yeri var malum benimkinin durumu :)

Ama olsun, haftasonumuz çok eğlenceli geçecek :) Ona odaklanalım şimdi. Hiçbir şeyciğimiz kalmaz hehe :)

uzun bacak dedi ki...

Evet öyle konuşmuştuk ama biz kiralamıştık ya bir kere. Adam da 1 hafta süre verdi. Biz de izleyelim dedik. Siz de var biliyorum da o kadar para verip kiraladık, izlemeden olmaz :)))

Evet haftasonu bence de çok güzel olacak...

Not: Senin artık sık yazamaman beni çok üzüyor :(

cinar dedi ki...

ya daha yeni yazdım :))
ama of bu sıcaklar var ya, bir de şu ilaçlar, bir de bu insanlar. eh biliyorsun işte sen. muck muck :))