29 Nisan 2008 Salı

Oradan Buradan...





Pedro Almodovar’ın Hable Con Ella (Konuş Onunla)’sında son sahnede tiyatro sahnesine dansçılar çıkar ve bir müzik eşliğinde dans ederler. İşte benim en sevdiğim parçalardan biridir bu parça. Bir de In the Mood For Love’ın soundtrack’ini çok severim.

Nereden geldi aklıma şimdi bu parçalar bilmiyorum. Bugün biraz hüzülüyüm sanırım. Bu parçalarda hüzünlü olduğundan bunları dinlemek istedim. Sabahtan beri kulağımda melodileri var.

Görüşmeyeli neler yaptın derseniz. 23 Nisan’da bir sürü plan yapmıştık, bayrama ineceğiz, yürüyüş yapacağız vs. Ama havanın kapalı olması ve totoro’nun komşuları “bayram öğleden sonra olacakmış” diye konuşurken duymasıyla evde oturmaya karar verdik. Süper bir kahvaltı ettik. Sonra ben TRT’ye bir daldım bir daha başından kalkamadım. Önce kısa bir belgesel vardı. Sonrasında saat 13:00’te “Uluslararası Çocuk Şenliği" başladı ve ben sonuna kadar izledim. Çok eğlenceliydi. Küçüklüğümde de hep izlerdim. En son bizim Efe’ler çıkınca çok duygulandım. Minicik çocuklar nasıl da güzel oynadılar. Folklor oynama hevesi doldu içime. Maymun iştah buna deniyor galiba. İlkokul’da Artvin yöresi oynamıştık çok güzeldi.

Aklıma gelmişken totoro’yla bizim bir de dans maceramız var. Daha evli değilken dans kursuna başlamıştık. Önce tango ile başlayan serüvenimiz salsa ile bitti. Tango için gelen dans hocası çok sert ve ukalaydı. Sonraki hocamız ise bir harika. Hatta onu tanıyanlarınız vardır belki. Dans yarışmasında Asuman Krause’nin eşiydi “Mişa”. Bu kısaltılmış ismi, asıl adı nedir bilmiyorum. Rus kendisi. Mikhail’dir büyük ihtimalle. Neyse işte biz salsayı çok sevdik ve bir süre kursa devam ettik. Sonra bizim düğün tarihi yaklaşmaya başladığında ilk dans müziğimizde güzel dans etmek için Mişa’dan özel ders almaya karar verdik. Parçamız Enrique Iglesias’tan “Hero”. Mişa bize öyle bir koreografi yaptı ki uygulamaya imkan yok. Tabi biz bir şey diyemiyoruz, harika oldu ama biz bunu yaparsak bütün akrabalar, tanıdıklar herkesin diline düşeriz. Ki zaten benim gelinlikle öyle hareketlere girişmem imkansızdı. Totoronun beni kucağına alıp döndürdüğü bir bölüm, benim onun dizine oturup başını okşadığım bölüm ve sertçe beni itip tekrar kendine çektiği bölüm, hatta burada öp demişti de biz yok daha neler demiştik :) Ama ne yapsın şarkı sözlerine uygun bir koreografi hazırlamıştı. Neyse biz bu koreografinin bir parçasını kullanmayı düşündük ve ilk dansımızda koreografinin vals bölümlerini uygun melodide yaptık. Hala düğün cd’mizi izlerken ikimizde elimizi yüzümüze kapatıp “rezillik” diye bağırıyoruz. Vals yapmak kolay değil tabi, zıplıyor gibi görünmüşüz. Ben gelinlikle zaten zor yürüyordum bir de vals yapmaya çalışınca komedi olmuş. Neyse bu düğün olayını atlayalım. Aklıma gelince kızarıyorum. Çok dağıtmışım çünkü. Çok eğlendim ama kamera çekimini izleyince ne kadar çok oynayıp, gülüp, konuştuğumu görüyorum ve şaşırıyorum. Gelinler şöyle hanım hanım, kibarcık olmazlar mı? İşte bende ondan eser yoktu :)

23 Nisan’la devam edelim. Öğleden sonra sahile inip Gürcistan ve Ukrayna’dan gelen çocukların danslarını izledik. Çok hoşuma gitti. Bol bol alkışladım. Çünkü televizyonda alkışlamayanları görünce çok kızmıştım. Kılıç kalkan’ı çok güzel oynadı yavrucaklar.

Haftasonu ise misafirim vardı. Sevgili dedem ve babanem. Onları yoracak da olsa evimi görmek istemişler. Amcam getirdi onları. Tabi bizim minik (En küçük kız kardeşim) de peşlerine takılmış. Elimden geldiğince iyi ağırlamaya çalıştım. Güzel bir haftasonu oldu. Çok da hızlı geçti. Yemek, bulaşık, minik’in derslerine yardım, aman amcam sıkılmasın film izleyelim, erken kalkalımlarla :) Amcam çok uyuyamaz, sabahın 6’sında uyanmış. Lavaboya giderken bir baktım gözler fal taşı gibi yatağında yatıyor. Dedim boşver Uzunbacak, bugün uyumayıver. Sabahın 6’sında cumartesi cumartesi amcama dedim, gel tv izleyelim totoroyu alıp başka odaya geçirdim, amcama tv’yi açtım. Kahvaltı hazırladım vs.vs.vs... Ne zamandır uyuşukluğum üzerimdeydi bu haftasonu canlandırıcı bir etki yaptı bende...

Aslında yeni sipariş edeceğim kitaplardan ve izlediğim filmlerden de bahsetmek istiyorum... Bir sonraki yazıda umarım.

1 yorum:

cinar dedi ki...

İlk şarkıyı hatırlayamadım ama In The Mood For Love'ın şarkısı benim için de efsanedir :)

Dans maceranızı bilmez olur muyum hiç? :) Sonrasında Badem'le bizim de maceramız olmuştu hatta Salsa ve Mişa'yla. Puhaha :)

Göremedik dedenleri. Bir dahaki sefere artık şekercim. Gelin de film seyredelim bir ara. Yarın ablam da geliyor.

Öptüm kocaman.