Evet arkadaşlar işte sonunda büyük gün geldi...
Yarın sabah tatil maceramız başlıyor...
Hoşçakalın, kendinize iyi bakın...
Dönüşümde güzel haberlerinizi görmek sevinmek istiyorum. Özellikle Sıdıka'nın buluşmasının detaylarını merak edeceğim :=))
Sayonara ...
27 Haziran 2008 Cuma
25 Haziran 2008 Çarşamba
Planlar hemen gerçek olsa ...
İşte tatil yazımla karşınızdayım.
Tatile çıkamayacaklar okumasın :)
Hemen planımızı anlatayım.
Cumartesi sabah altı gibi yola çıkacağız ve yavaş yavaş doğayı izleyerek ve sık sık mola vererek ilk durağımız olan Afyon’a ulaşacağız. Afyon’da "Korel" isimli otelde bir gece konaklayacağız. Termal havuz vs. olaylarına katılıp sağlık otelini inceleyeceğiz. Belki bir masajla tatile daha rahat başlarız ne dersiniz?
Pazar sabahı güzelce karnımızı doyurup Antalya’ya doğru yola çıkacağız. 5 saatlik bir yolculuktan sonra otelimize varış. Daha önce balayımızda kaldığımız ve çok beğendiğimiz otelimizde 6 gece konaklayacağız. Bu sırada otelin sağladığı olanaklardan olan aqualand’de bol bol vakit geçireceğiz. Çünkü ben kaymayı çok seviyorum. Yunus gösterilerini izleyeceğiz, bol bol yiyeceğiz. Her şey dahil bir otel olmasa da sabah kahvaltısı ve akşam yemekleri enfesti. Bayılmıştık gerçekten. O kadar güzel ki aç gözlü gibi davranmıştık. Bu seferde çok yiyip göbekleri şişireceğimize eminim. Ama bol bol yüzüp telafi etmeye çalışacağız. Ayrıca otelin bir bölümünde tenis, badminton, dart, mini golf ve yağlı boya alanı var. Oralarda da vakit geçirmeyi planlıyoruz. Balayında yaptığımız yağlı boya resim pek güzel olmamıştı. Ressam gelmeden başlayıp yanlış yapmıştık. Ama bu sefer tecrübeliyiz. :) Otelde akşamları animasyon vs. olmadığından akşamları da otelin spor salonunda geçirebiliriz. Squash’ı deneyebiliriz mesela. O kadar yedikten sonra bir şeyler yapmak lazım değil mi?
Bir haftamız böyle geçtikten sonra son dört beş günümüzü de bir pansiyonda kalıp çevre gezilerine ayırmak istiyoruz. Saklıkent, Kaş-Kalkan tekne turları vs. Umarım eğlenceli olacak.
Aslında planımız bu sene Fethiye’ye gitmekti ama orada istediğimiz otelin indiriminden yararlanmak için bir hafta önce aramak gerekiyordu. Biz de bir hafta öncesine kadar bekledik ve internetten oda durumlarını kontrol ettik. Odalar müsaitti. Hatta iki gün önce aradığımda da müsait dediler. Ama işte tam bir hafta önce arayınca o odalardan kalmadığını ve indirimli kalamayacağımızı söylediler. Çok üzüldüm. İnternet sitelerinde hala müsait gözüküyordu ama oradan alınca oda indirimsiz oluyor. Nasıl olur dedim, sistem hatası dediler. İndirimsiz oda fiyatı da çok yüksek olduğundan bütün planlarımızı değiştirdik. Çok da fena olmadı. Fethiyedeki otelde kaydırak da yoktu hem hıhh… Madem bizi istemediler biz de başka yere gideriz değil mi? Gerçi aynı otelin Antalya'da olanına gidiyoruz ama olsun :)
Yine çok heveslendim…
Yaşasın Tatil...
Tatile çıkamayacaklar okumasın :)
Hemen planımızı anlatayım.
Cumartesi sabah altı gibi yola çıkacağız ve yavaş yavaş doğayı izleyerek ve sık sık mola vererek ilk durağımız olan Afyon’a ulaşacağız. Afyon’da "Korel" isimli otelde bir gece konaklayacağız. Termal havuz vs. olaylarına katılıp sağlık otelini inceleyeceğiz. Belki bir masajla tatile daha rahat başlarız ne dersiniz?
Pazar sabahı güzelce karnımızı doyurup Antalya’ya doğru yola çıkacağız. 5 saatlik bir yolculuktan sonra otelimize varış. Daha önce balayımızda kaldığımız ve çok beğendiğimiz otelimizde 6 gece konaklayacağız. Bu sırada otelin sağladığı olanaklardan olan aqualand’de bol bol vakit geçireceğiz. Çünkü ben kaymayı çok seviyorum. Yunus gösterilerini izleyeceğiz, bol bol yiyeceğiz. Her şey dahil bir otel olmasa da sabah kahvaltısı ve akşam yemekleri enfesti. Bayılmıştık gerçekten. O kadar güzel ki aç gözlü gibi davranmıştık. Bu seferde çok yiyip göbekleri şişireceğimize eminim. Ama bol bol yüzüp telafi etmeye çalışacağız. Ayrıca otelin bir bölümünde tenis, badminton, dart, mini golf ve yağlı boya alanı var. Oralarda da vakit geçirmeyi planlıyoruz. Balayında yaptığımız yağlı boya resim pek güzel olmamıştı. Ressam gelmeden başlayıp yanlış yapmıştık. Ama bu sefer tecrübeliyiz. :) Otelde akşamları animasyon vs. olmadığından akşamları da otelin spor salonunda geçirebiliriz. Squash’ı deneyebiliriz mesela. O kadar yedikten sonra bir şeyler yapmak lazım değil mi?
Bir haftamız böyle geçtikten sonra son dört beş günümüzü de bir pansiyonda kalıp çevre gezilerine ayırmak istiyoruz. Saklıkent, Kaş-Kalkan tekne turları vs. Umarım eğlenceli olacak.
Aslında planımız bu sene Fethiye’ye gitmekti ama orada istediğimiz otelin indiriminden yararlanmak için bir hafta önce aramak gerekiyordu. Biz de bir hafta öncesine kadar bekledik ve internetten oda durumlarını kontrol ettik. Odalar müsaitti. Hatta iki gün önce aradığımda da müsait dediler. Ama işte tam bir hafta önce arayınca o odalardan kalmadığını ve indirimli kalamayacağımızı söylediler. Çok üzüldüm. İnternet sitelerinde hala müsait gözüküyordu ama oradan alınca oda indirimsiz oluyor. Nasıl olur dedim, sistem hatası dediler. İndirimsiz oda fiyatı da çok yüksek olduğundan bütün planlarımızı değiştirdik. Çok da fena olmadı. Fethiyedeki otelde kaydırak da yoktu hem hıhh… Madem bizi istemediler biz de başka yere gideriz değil mi? Gerçi aynı otelin Antalya'da olanına gidiyoruz ama olsun :)
Yine çok heveslendim…
Yaşasın Tatil...
İki arada bir derede kalmak :)
Aslında şu anda hiç vaktim yok ama nedense azıcık da olsa yazmak istedim. Biraz rahatlamak için belki de. Cumartesi tatile çıkıyoruz bu nedenle de iş yerindeki işleri yoluna koymak gerekiyor. Çok stresliyim. O işi mi yapsam, bu işi mi? Hangisini önce bitirsem?
Bir de Pazartesi akşamı kardeşim geldi. Onunla ilgilemeye çalıştım. Amcam ve yeğenim de yemeğe kalıp gittiler. Çok güzel oldu ama geleceklerini son anda söyleyince yine stres yine stres… Akşamları da valiz planı, aman buzdolabındakileri tüketelim, neyimiz eksik, ilk defa arabayla gideceğimiz için rota planı, arabanın muayenesini yaptıralım, arabada dinlemek için cd oluştur, kuaför derdi (her zamanki kızsal kuaför muhabbetleri) vs. vs. vs.
Çok yoruldum. Ama değecek sanırım. Az kaldı dayanmalıyım.
Şimdi de Serdar Ortaç’dan Şeytan çalışıyor radyoda “Hayaaaat beni neden yoruyosunnn”. Tam da bana uyduğunu düşündüm…
Bugün işleri yoluna koyup bir yazı daha yazıp tatil planımızın detaylarını vereceğim. Belki önerileri olan da olur…
Bu stres dolu yazının ardından mutluluk dolu yazımla karşınızda olacağım sevgili dostlar ;)
Görüşmek üzere…
Gülmece:
Bir de Pazartesi akşamı kardeşim geldi. Onunla ilgilemeye çalıştım. Amcam ve yeğenim de yemeğe kalıp gittiler. Çok güzel oldu ama geleceklerini son anda söyleyince yine stres yine stres… Akşamları da valiz planı, aman buzdolabındakileri tüketelim, neyimiz eksik, ilk defa arabayla gideceğimiz için rota planı, arabanın muayenesini yaptıralım, arabada dinlemek için cd oluştur, kuaför derdi (her zamanki kızsal kuaför muhabbetleri) vs. vs. vs.
Çok yoruldum. Ama değecek sanırım. Az kaldı dayanmalıyım.
Şimdi de Serdar Ortaç’dan Şeytan çalışıyor radyoda “Hayaaaat beni neden yoruyosunnn”. Tam da bana uyduğunu düşündüm…
Bugün işleri yoluna koyup bir yazı daha yazıp tatil planımızın detaylarını vereceğim. Belki önerileri olan da olur…
Bu stres dolu yazının ardından mutluluk dolu yazımla karşınızda olacağım sevgili dostlar ;)
Görüşmek üzere…
Gülmece:
19 Haziran 2008 Perşembe
Tatil İstiyorum
Merhabalar,
Son zamanlarda neler mi yaptım?
Avatar’ın çekilen bütün bölümlerini bitirdim.
Full Metal Alchemist’i de bitirdim. Ama final bölümünü bilgisayar açmadı bir sorun var galiba o yüzden sinir oldum :)
Kitabımda 600’lü sayfalara geldim.
Haftaya tatile çıkacağız, çok mutluyum.
Bugünlerde ev hanımlığım tuttu. Mutfaktan çıkmaz oldum. Bazen mutfak beni çok mutlu ediyor.
Facebook’ta takılmaya başladım yeniden :)
Eşimle balkon sefalarımızı sıklaştırdık, çok memnunuz.
Türkiye-Çek maçını apartmanca (apartmanda 4 aileyiz) izledik. Çok eğlendik, hopladık, zıpladık. Sık sık da "İstediğimiz gibi bağırabiliriz nasıl olsa rahatsız olacak başka kimse yok" deyip güldük. Cuma günü Hırvatistan maçını yine hep birlikte izleyeceğiz. Umarım yine kazanırız.
Eşimle günübirlik baş başa bir kaçamak planlıyoruz. Umarım gerçekleşir. Sapanca’da havuz, güneş ve göl manzarası…
Açelyam açtı, iş yerindeki menekşem de… Çiçekleri çok seviyorum :)
Düzenli olarak tenis oynamaya başladık bir de gün ayarlama sorunu olmasa… Bir gün eşimin işi çıkıyor, bir gün benim :(
Koşu olayı da çok rahatlatıcı ama o da ancak haftada bir oluyor…
Yapmam gereken bir iş var ve iki gündür başına oturamıyorum. Beni çok strese sokuyor. Birazdan oturup başlayacağım. Kararlıyım. Başlamak bitirmenin yarısıdır :)
Görüşmek üzere...
Son zamanlarda neler mi yaptım?
Avatar’ın çekilen bütün bölümlerini bitirdim.
Full Metal Alchemist’i de bitirdim. Ama final bölümünü bilgisayar açmadı bir sorun var galiba o yüzden sinir oldum :)
Kitabımda 600’lü sayfalara geldim.
Haftaya tatile çıkacağız, çok mutluyum.
Bugünlerde ev hanımlığım tuttu. Mutfaktan çıkmaz oldum. Bazen mutfak beni çok mutlu ediyor.
Facebook’ta takılmaya başladım yeniden :)
Eşimle balkon sefalarımızı sıklaştırdık, çok memnunuz.
Türkiye-Çek maçını apartmanca (apartmanda 4 aileyiz) izledik. Çok eğlendik, hopladık, zıpladık. Sık sık da "İstediğimiz gibi bağırabiliriz nasıl olsa rahatsız olacak başka kimse yok" deyip güldük. Cuma günü Hırvatistan maçını yine hep birlikte izleyeceğiz. Umarım yine kazanırız.
Eşimle günübirlik baş başa bir kaçamak planlıyoruz. Umarım gerçekleşir. Sapanca’da havuz, güneş ve göl manzarası…
Açelyam açtı, iş yerindeki menekşem de… Çiçekleri çok seviyorum :)
Düzenli olarak tenis oynamaya başladık bir de gün ayarlama sorunu olmasa… Bir gün eşimin işi çıkıyor, bir gün benim :(
Koşu olayı da çok rahatlatıcı ama o da ancak haftada bir oluyor…
Yapmam gereken bir iş var ve iki gündür başına oturamıyorum. Beni çok strese sokuyor. Birazdan oturup başlayacağım. Kararlıyım. Başlamak bitirmenin yarısıdır :)
Görüşmek üzere...
9 Haziran 2008 Pazartesi
Tesadüfen
Bugün iş arkadaşımla çay molasında “Suç ve Ceza”dan bahsettik. İnsanların hayatlarındaki tesadüflerden ve kader’in ağlarını örmesinden. Acaba kader mi ağlarını örüyor yoksa insanlar kendilerini o işlere odaklarından mı durumu öyle görüyorlar gibi konular. Suç ve Ceza’yı okumadım, hep okumak istemiştim ama olmamıştı. En azından olayların nasıl geliştiğini ve içeriğini bu konudaki üstattan dinlemiş oldum :)
Not: Çınarcım hatırlıyor musun? İki üç yıl önce bir yılbaşı günü bu filmi izlemiştik. Ben ilk defa, sen ikinci defa.
Uzun zamandır yazamıyordum. Yazmak içimden gelmiyor. Bugünlerde pek motivasyonlu ve hevesli değilim sanırım. Ama sanmayın sizi takip etmiyorum.
Avatar’ın sonuna geldim ve beklemek zorundayım. Dizilerde bu bekleme olayı çok can sıkıcı. O yüzden bitmiş serilere başlamayı düşünüyorum artık. Mesela Çınarcım’ım tavsiyesi üzerine izlemeye başladığım Full Metal Alchemist’in bütün bölümleri mevcut ve 22 bölümünü izledim. Devamını da Çınarcımdan alıp izleyeceğim. Sonunu çok merak ediyorum :)
Origami sevdamdan daha önce bahsetmiştim. Turna Kuşu yapabiliyordum. Dün de zıplayan kurbağa yapmayı öğrendim :)
Kitabımı ne kadar çok okusam da bir türlü bitiremedim :( Çünkü yazılar minicik ve 750 sayfa. 500 sayfa okudum, keyifle de okuyorum. Hem bitmesin istiyorum hem de olacakları öğrenmek.
Haftasonunu ailemle geçirdim. Çok güzeldi. Bol bol güldük, eğlendik. Erkek kardeşim de İstanbul’dan gelmişti. Ben de eşim olmadan gittim. Eski günlerdeki gibiydi :)
Küçük kız kardeşimin ilkokul beşinci sınıfı bitirmesi vesilesiyle düzenlenen mezuniyet törenine gittik. Çocukları izlemekten büyük keyif aldım. Erkeklerin kızlarla dans etmeye utanmaları ve kızların hiç utanmamalarını izlemek çok eğlenceliydi. Hatta bir ara bizim ufaklık bir tane kız arkadaşına sen çok dans ettin deyip erkeği elinden aldı. Erkeklerin sayısı gerçekten azalıyor galiba. Sınıfın üçte ikisi kızdı :)
Tesadüften bahsetmişken hemen bir sobe başlatayım. Hayatınızda başınıza gelen en ilginç tesadüf nedir? (Ayy ne tesadüf dedirten?)
Çınar, Koza ve Sıdıka sizleri sobeliyorum :) Biraz zor oldu ama kusura bakmayın :)
Not: Çınarcım hatırlıyor musun? İki üç yıl önce bir yılbaşı günü bu filmi izlemiştik. Ben ilk defa, sen ikinci defa.
Uzun zamandır yazamıyordum. Yazmak içimden gelmiyor. Bugünlerde pek motivasyonlu ve hevesli değilim sanırım. Ama sanmayın sizi takip etmiyorum.
Avatar’ın sonuna geldim ve beklemek zorundayım. Dizilerde bu bekleme olayı çok can sıkıcı. O yüzden bitmiş serilere başlamayı düşünüyorum artık. Mesela Çınarcım’ım tavsiyesi üzerine izlemeye başladığım Full Metal Alchemist’in bütün bölümleri mevcut ve 22 bölümünü izledim. Devamını da Çınarcımdan alıp izleyeceğim. Sonunu çok merak ediyorum :)
Origami sevdamdan daha önce bahsetmiştim. Turna Kuşu yapabiliyordum. Dün de zıplayan kurbağa yapmayı öğrendim :)
Kitabımı ne kadar çok okusam da bir türlü bitiremedim :( Çünkü yazılar minicik ve 750 sayfa. 500 sayfa okudum, keyifle de okuyorum. Hem bitmesin istiyorum hem de olacakları öğrenmek.
Haftasonunu ailemle geçirdim. Çok güzeldi. Bol bol güldük, eğlendik. Erkek kardeşim de İstanbul’dan gelmişti. Ben de eşim olmadan gittim. Eski günlerdeki gibiydi :)
Küçük kız kardeşimin ilkokul beşinci sınıfı bitirmesi vesilesiyle düzenlenen mezuniyet törenine gittik. Çocukları izlemekten büyük keyif aldım. Erkeklerin kızlarla dans etmeye utanmaları ve kızların hiç utanmamalarını izlemek çok eğlenceliydi. Hatta bir ara bizim ufaklık bir tane kız arkadaşına sen çok dans ettin deyip erkeği elinden aldı. Erkeklerin sayısı gerçekten azalıyor galiba. Sınıfın üçte ikisi kızdı :)
Tesadüften bahsetmişken hemen bir sobe başlatayım. Hayatınızda başınıza gelen en ilginç tesadüf nedir? (Ayy ne tesadüf dedirten?)
Çınar, Koza ve Sıdıka sizleri sobeliyorum :) Biraz zor oldu ama kusura bakmayın :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)